Müyesser Yıldız yazdı
Ülkenin hali ortada…
Peki, “birlik ve bütünlüğümüzün” teminatı olduğu iddiasındaki MHP, bu şartlarda neyle uğraşıyor derseniz, anlatalım.
Pazartesi akşamı Habertürk Televizyonu’nda yayınlanan ve Didem Arslan’ın sunduğu Türkiye’nin Nabzı isimli tartışma programında Ankara katliamı konuşuldu.
Konuklar, Prof. Ümit Özdağ, Mete Yarar, İlhan Cihaner, Soner Polat ile Abdurrahman Kurt’tu.
Programın ilerleyen saatlerinde Prof. Ümit Özdağ iktidarın Suriye politikasını eleştirirken, sunucu Didem Arslan, MHP Milletvekili Özdağ’a şöyle bir soru yöneltti:
“Hocam şunu da netleştirelim mi? Siz MHP milletvekilisiniz, ama Partinizin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli biliyorsunuz bugün Sayın Davutoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdi. Hatta Sayın Bahçeli bu talepte bulundu. Sanıyorum bunlar sizin şahsi görüşleriniz. Yani MHP’nin genel görüşleri ile örtüşüyor mu yoksa ayrışıyor mu, onu bir netliğe kavuşturalım. Partide eleştirel bir tavrınız var…”
Bu soru üzerine Özdağ ile Arslan arasında şu konuşmalar geçti:
Özdağ : Hayır, hayır sayın. Genel başkanımız tabi görüşecektir. Bilgi almıştır, ama sayın Genel Başkanımız 2007’den bu yana hükümetin PKK açılımı ve Suriye politikalarını da defaatle, öngörücü ve uyarıcı bir şekilde eleştirmiştir.
Arslan : Hayır ben şunu şöylüyorum, sonuçta kendi şahsi fikriniz…
Özdağ : Burada yaptığımız eleştiriler de… Tabii MHP milletvekiliyim ve kendi şahsi fikrimi söylüyorum. Ama bu söylediğim şeylerin tamamı Sayın Genel Başkanın 2007’den bu yana yapmış olduğu genel eleştirinin çerçevesi içindedir.
Malûm Prof. Özdağ 1 ay kadar önce Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etse de halen MHP Gaziantep Milletvekili ve MHP MYK üyesi. Acaba program sunucusu Didem Arslan, Prof. Özdağ’a, “Partiniz adına mı konuşuyorsunuz?” anlamına gelen bu soruları yöneltme ihtiyacını neden duymuştu?
MHP kulislerini çalkalayan iddia şu:
Program devam ederken, bir MHP Genel Başkan Yardımcısı defalarca Didem Arslan’ı arar ve“Ümit Özdağ partimiz adına konuşmamaktadır. Bunu söyleyin” der.
Arslan, bunu yapamayacağını belirtse de konuyu program arasında Prof. Özdağ’a iletir. Özdağ, MHP milletvekili ve MYK üyesi olduğunu hatırlatır.
Program yeniden başladığında, Didem Arslan aynı genel başkan yardımcısı tarafından yine aranır.
Ve işte bundan sonra Arslan, yayında Prof. Özdağ’a o soruyu sormak, Özdağ da o açıklamayı yapmak zorunda kalır.
Şu bilgiye de ekleyelim:
Prof. Özdağ o gün, gündüz saatlerinde Türkiye’nin Nabzı programına katılacağını, MHP Genel Merkezi’nin Basın Propaganda birimine bildirmiş. Normalde bu tür duyurular SMS’le partililere ulaştırılırken, Özdağ’ın programı duyurulmamış. Yani MHP Genel Merkezi aslında Özdağ’ın programa katılacağından gün içerisinde haberdar olmuş, ama nedense “gitme” denmemiş.
Program başladıktan sonra yapılan ve sunucuyu da Özdağ’ı da zor durumda bırakan böylesi bir müdahale akıllara, “Acaba MHP yöneticileri Özdağ’ın hangi açıklaması veya hükümete yönelik hangi eleştirisinden neden rahatsız oldu?” sorusunu getirmez mi?
Müyesser Yıldız
Odatv.com