Efendim, “Üst akıl şunu planlıyor, üst akıl bunu düşünüyor, üst aklın projeleri ve operasyonları bunlar ve üst aklın gelecekte öngördüğü dünya düzeni şöyle olacak” diye herkes müktesebatına uygun bir şeyler söylüyor! Ama, kimse üst aklın kim olduğunu açık açık söylemiyor veya söyleyemiyor.
Söylenmese de ülkemizde üst akıl; ABD diye bilinir. Siyasiler başta olmak üzere “büyük adamlarımız”, gelecek beklentisi nedeniyle, ABD’nin adını açık olarak vermek istemediklerinden; ya üst akıl, ya emperyalizm ya da küresel güçler diyerek konuyu geçiştirirler. Yani; kişisel çıkarları ve ikbal beklentileri için, halkı kandırırlar. Peki, o zaman üst akıl kimdir?
Kapital-Finans
Günümüzde; dünyanın geleceğine yön vermeye çalışan ve küresel geleceği kurgulayan güç merkezleri artık büyük devletler değil. Yeni güç merkezi; milliyeti olmayan ve yönetim merkezleri dünyanın her yerinde olabilen dev şirketlerdir.
Bu yeni güç merkezini, “Kapital-Finans” olarak tanımlamak mümkün. Bu gücün oluşumu; 19.Yüzyılın sonlarında, özellikle Batı’da sanayi şirketlerinin ortaya çıkması ile başladı, zaman içinde satın almalar, birleşmeler ve tekelleşmelerle dev boyuta ulaştı. Çok uluslu dev şirketlerin sahipleri, ait oldukları aileler ve üst düzey yöneticileri, bu güç merkezinin temsilcileridir. Geçmişin emperyalist güç merkezleri olan ABD, İngiltere (Birleşik Krallık) ve Fransa gibi ülkeler, bu güç merkezinin elinde oyuncaktırlar.
Evanjelik-Yahudi
Kapital-Finans sistemi içinde, Yahudi aileler ve sermayesi belirleyici konumdadır. Bunlar; dünyayı yönetme ve geleceği kurgulama yetkisini ve insanlığa karşı pervasızca işledikleri suçlar için aklanma referansını, Evanjelik-Yahudi inancından almaktadırlar. İşte bu sisteme “Üst Akıl” denir. Dünyanın geleceğini, üst düzey elitlerinin toplanarak yaptığı beyin fırtınası çalışmalarında belirlemektedirler. “Bilderberg Toplantıları” bunlardan biri olup, çok üst düzey ve gizli olmayanıdır.
Üst Akıl; küresel tek bir düzen, küresel tek bir otorite ve küresel tek bir pazar peşindedir. Ulus devletleri, küreselleşmenin önünde engel olarak görmektedirler. Mevcutları bölerek ve parçalayarak, yüzyılın sonunda 2 bin devlete ulaşmayı planlamaktadırlar. Küreselleşmeyi sağlayarak; sermaye ve pazar için sınırları ortadan kaldırmak, emek için sınırları sıkılaştırarak serbest dolaşımı engellemek, hegemonyaya direnen bölgesel güçleri ezmek, enerji ve ham madde kaynaklarını kontrol etmek, dünyanın ekonomik, siyasi ve askeri ağırlık merkezinin doğuya, yani Asya-Pasifik bölgesine doğru kayışını durdurmak istemektedirler.
Kadir-i Mutlak Değil
11 Eylül 2001 saldırısı, Renkli Devrimler, Afganistan ve Irak Savaşları, Arap Baharı, Suriye’deki Vekalet Savaşı, Ukrayna İç Savaşı, Asya-Pasifik Bölgesi’ndeki gerginlikler ve Türkiye’deki gelişmeler; Üst Aklın dünyanın geleceğine yönelik kurgusunu realize etmek için yaptığı girişimlerden bazılarıdır. Tabii ki; Üst Akıl kadir-i mutlak değil ama çok güçlüdür. Feraseti yüksek, birikimli, nitelikli ve yurtsever siyasi yöneticileriniz yoksa ve güçlü bölgesel ittifakları kuramıyor ve varsa içine giremiyorsanız; vay halinize!
Üst Akıl; Türkiye’nin de bulunduğu bölgeyi istikrarsızlaştırmaya, etnik, dinsel ve mezhepsel fay hatları üzerinden daha küçük devletler yaratmaya, ülkemizden de parça kopararak Kürdistan’ı kurmaya, Rusya’yı kuşatmaya, silahlanma yarışına sokarak ve kaynaklarını tükettirerek çökertmeye ve aynen Sovyetler Birliği’ne yapılan gibi parçalamaya çalışmaktadır.
Milyonda Bir İhtimal Bile Yok!
Evet, bu kapsamda 15 Temmuz Darbe Girişiminin de arkasında Üst Akıl vardı! Üst Aklın en önemli gücü olan ABD’nin kurumları, Darbe Girişiminde suçüstü yakalandılar. Darbe Girişimi başarılı olsa da, olmasa da Üst Akıl kazanacaktı ve öyle de oldu. Türkiye daha fazla istikrarsızlaştı, iç savaşa daha fazla gebe hale gelmeye başladı,TSK büyük darbe yedi ve Suriye bataklığına girmeye mecbur kaldı. Halbuki girmemek için direniyordu ama, darbeden sonra direnebilme gücünü kaybetti!
TSK Suriye’ye yönelik operasyona başladığı gün, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye’ye geldi. Darbe Girişiminin üzerinden tam tamına 40 gün geçmişti. Biden, 15 Temmuz’da ülkemizde olanları internet oyununa benzetti. Yani kafa buldu! Burada altını çizerek söylüyorum; milyonda bir olasılık bile yok, ABD’nin Gülen’i Türkiye’ye iade etmesi için! Gelecek yazımızda, kaldığımız yerden devam edeceğiz.
İLK KURŞUN