İnsan ile hayvan arasındaki en önemli fark, utanma duygusudur!
Utanç, faziletin tamamlayıcısıdır!
Utanma duygusunu kaybeden insanın kalbi de ruhu da ölür!
Utanma duygusunu kaybeden kişiden, yani utanmazdan herkes korkar.
Çünkü bunların yapabilecekleri kötülüklerin sınırı yoktur.
Utanmaz kişi hiçbir dini, ahlaki, sosyal ve toplumsal kurala uymaz. Kendi çıkarı ne ise onu yapar.
Bu konuya el atışımızın sebebi Başbakan Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’tur!
Bu ikili, Saray’ın ve AKP’nin son günlerdeki oyuncağı olan “Akademisyenler Bildirisini” yazanlar için şunu söylediler;
“Bu bildiriye imza atanlar, tekrar okuduklarında utanç duyacaklardır!”
Bu uyarıyı yapmaya, Akademisyen Davutoğlu ve Akademisyen Kurtulmuş’un hakları var mı? Bakalım;
Numan Kurtulmuş:
Profesör. 57 yaşında. Saadet Partisi, Has Parti Genel Başkanlığı yapmış, ne söylediğini bilmesi gereken bir zekâya sahip. 5 vakit namazını aksatmadan kılan, TC Başbakan Yardımcısı!
Üstelik ne söyleyeceğini de bileceğinden “Hükümet Sözcüsü” yapılmış!
Prof. Kurtulmuş bundan tam 2 sene evvel tam tamına
55 (Elli Beş-Fifty Five-Cincuenta Y Cinco-Cinquante Cinq) yaşında iken, yani aklı baliğ iken başta Erdoğan ve Davutoğlu ile tüm AKP’liler için şunları söylemişti;
“Harun olmaya geldiler, Karun oldular. Biz AKP gibi firavunlaşmayacağız!”
Ayrıca Has Partide bıraktığı arkadaşlarına sorarsanız, bundan çok daha ağırlarını söylediğini duyacaksınız…
Kurtulmuş’un söylediği ile yaptığı maalesef aynı değil.
AKP’liler hırsızlık yapıp, haram yeyip Karun gibi zengin, Firavun gibi zalim oldularsa, niçin onların yanına gittin be Profesör?
Sen de Karun ve zalim olmak mı istedin?
Yok, eğer AKP’liler namuslu ve doğru insanlarsa, niçin bu insanlara iftira attın?
Senin Akademik Namusun bu mu be Profesör…
Profesör Davutoğlu için yüzlerce örnek verebilirim. Ama Ali Babacan ile ilgili olanı var ki, çok ilginçtir!
Babacan AKP’den Milletvekili olmak için müracaat etmedi. Profesör Davutoğlu, listelerin YSK’ye verilmesinden üç saat önce onu arayıp ısrarcı oldu, ekonomi yönetiminin başında görmek istediği sözünü vererek Babacan’ı aday olmaya razı etti!
Seçimlerden sonra Profesör Davutoğlu Başbakan oldu. Fakat Babacan Bakanlar Kurulu listesinde yoktu! Saray, Babacan’ın üstünü çizip bir kenara atmıştı!
Davutoğlu, Saray’ın emrine uyup söz verdiği Babacan’ın harcanmasını uslu-uslu kabullenmişti…
Profesör Davutoğlu, madem Babacan’ı arayıp Bakan yapma sözü verdin, neden yapmadın?
Kendi Bakanını seçemeyeceksen, niçin Başbakan oldun?
Senin Akademik Namusun bu mu be Profesör…
Bunlar ve yüzlerce benzeri yaşanacak, Türk Milleti bunları görecek ama sizler hiç bu olaylar yaşanmamış gibi bizlere namus-dürüstlük-ahlak satmaya kalkacaksınız!
İstemez, ben almayayım ilginç Akademisyen Siyasetçiler…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Ocak 2016
İLK KURŞUN