Radikal İslamcı bir internet kalemşoru birkaç ay önce bir mesaj atıp sormuştu:
“Sizin önderiniz Mustafa Kemalin, size hedef olarak gösterdiği Batı medeniyetinin hali ortada… Yalan onlarda, riyakârlık onlarda, çifte standart onlarda, zulüm onlarda… Siz bu Batı’yı hâlâ kendinize örnek almaya devam mı ediyorsunuz?”
***
Aynı kişi dün Facebook’tan özel bir mesaj yollamış… Bu kez sormuyor; bir önceki sorusuna yanıtı kendisi veriyor:
“Yunan Sahil Güvenlik ekipleri Ege’de lastik şişme bot içerisinde yardım talebinde bulunan mültecileri öldürmeye çalıştı. Yunan askerleri, lastik botu patlatarak içindeki mültecileri darp etti. Bot batarken askerler, mültecileri ölüme terk ederek kaçtı. İşte; sizin Mustafa Kemal’inizin size hedef olarak gösterdiği Batı medeniyeti budur!”
***
Bu arkadaş elbette Atatürk’ü ve Kemalizm’i işine geldiği gibi yorumluyor.
Atatürk, Batı emperyalizmini hedef göstermedi ki Türk halkına…
Onların zulümlerini, ilkelliklerini, iğrençliklerini örnek göstermedi ki…
Eğer bunları hedef gösterecek olsaydı, neden savaşacaktı ki?
Ülkeyi İngiltere’nin, Fransa’nın mandasına sokar, amacına kestirme yoldan ulaşırdı.
Oysa o; Batı emperyalizmiyle savaşmayı seçti.
Örnek gösterdiği değerler ise Batı uygarlığının yaratıcılığıydı, girişimciliğiydi, sanayisiydi, sanatıydı, kültürüydü…
***
Dünyaca ünlü heykeltraş Michelangelo’yu örnek gösterdi; Bernini’yi, Rodin’i, Henry Moore’u, Dali’yi örnek gösterdi.
Raffaello’yu, Van Gogh’u, Monet’yi örnek gösterdi.
Arşimet’i, Gfraham Bell’i, Faraday’ı, Kepler’i, Pastör’ü, Pisagor’u, Edison’u, Sokrates’i, Eflatun’u örnek gösterdi.
Batı’nın demiryollarını, fabrikalarını, hastanelerini örnek gösterdi.
Bu uygarlığın keşfettiği motoru, telefonu, mikrofonu, gramofonu, telsizi, lambayı, araba lastiğini, bisikleti, daktiloyu ve gazete kâğıdını örnek gösterdi.
***
Gelişmiş hukuk sistemini, eğitimini, “sosyal devlet” anlayışını örnek gösterdi.
Erkeklerinin kadınları dövmeyişini…
Çocukların ailede söz hakkı olmasını…
“Demokrat aile ve demokrat toplum modeli”ni örnek gösterdi.
***
Yoksa hepimiz biliyoruz ki bugün zalim IŞİD’in saldırılarıyla şaşkın duruma düşen Batı dünyası, yeri geldiğinde IŞİD’i bile gölgede bırakacak zulümlere imza atmaktan kaçınmaz…
Onların huyudur; hem ağlarlar, hem öldürürler!
Tıpkı Yunan Sahil Güvenliği ekiplerinin dün ortaya çıkan “bot batırma” rezaleti gibi!
***
Yunan halkının “diğerlerine benzemiyor” diyerek seçip işbaşına getirdiği Yunanistan Başbakanı Çipras..
Gerçekten solcuysan; aynı zamanda birazcık adamsan, istifa edersin!
KADIN!
Atatürk Türk kadının, seçme ve seçilme hakkıyla donatarak, dünyadaki bir çok ülke kadınının önüne geçirdi.
Bugünküler ise kadınımızı tekrar “köle” yaptı!
Bunun kanıtı BBC’nin Dünya Ekonomik Forumu’na dayanarak yaptığı bir araştırma…
Dünyadaki 145 ülke, kadın-erkek eşitliği açısından sıralamış; bize 130’unculuk düşmüş…
İlk beş tahmin ettiğiniz gibi:
İzlanda, Norveç, Finlandiya, İsveç, İrlanda…
Kadının durumunun bizden daha kötü olduğu ülkeler ise İran, Çin, Suriye, Pakistan, Yemen…
***
Türk kadınının önemli bir bölümü, kendisini bu hale getiren bir iktidara hâlâ oy veriyorsa…
Bu onun, katiline aşık olduğu anlamına gelir!
GÜNÜN SORUSU
Tarım ilaçlarının kontrolsüz kullanımından dolayı Rusya’nın sınırdan geri çevirdiği Türk tarım ürünleri imha edileceğine, bize satılıyormuş… Sorum bizi yönetenlere:
Ruslarınki can da bizimki patlıcan mı?
DONUP KALDIĞIM SORU…
AKP’nin Meclis Başkanlığı’na aday gösterdiği İsmail Kahraman, radikal İslamcı bir siyasetçiymiş…
Anayasanın şeriattan izler taşımasından ve “Allah lafzı”nın anayasada bulunmasından yanaymış…
***
Yani ona kalsa Meclis’in yasa yapmasına falan gerek yok; koy İslam hukukunu uygulamaya, her şeye yeter!
Lütfen düşünün:
Bu kafa yapısındaki bir adamın, laiklik ürünü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne “başkan” yapılması, sizce kabul edilebilir mi?
***
Türkiye’yi bir yerlere götürüyorlar…
En kötüsü, en uyanığımız bile bizi götürdükleri “o yer”i bunca felakete karşın hâlâ anlamazdan geliyoruz!
Dün, kavganın tam ortasındaki bir arkadaş, “Sahi; sen, şeriatı getirmek istediklerine gerçekten inanıyor musun?” diye sordu da…
Dondum kaldım!
156+171!
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz… Söz sırası Nedim Ahi’de… Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz ya da sorunuz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz…
“Abdullah Bey…
Sizin aylarca işgal ettiğiniz Huber Köşkü, Cumhurbaşkanı tarafından ‘yenilemeye’ alınmış…
Acaba bu “yenileme inşaatı”nın amacı, sizden kalan izleri tümüyle silmek olabilir mi?
Ve asıl soru:
Hani o Köşk’ü işgal ettiğiniz günlerde sizin için yapılan harcamaları kendi cebinizden ödemiştiniz. Öyleyse, belgeler nerede?”
GÜNÜN İSYANI
ABD’nin Arizona eyaletinde bir yüksek öğrenim kurumunda felsefe dersi veren hukukçu ve felsefeci Edip Yüksel, öğrencilerine, 1150 odalı saray yaptıran bir Avrupa ülkesinin cumhurbaşkanından söz etmiş ve “Sizce bu devlet başkanı bu sarayı neden yaptırmıştır?” diye sormuş… Aldığı yanıtları da kamerayla kaydetmiş… Sınıfın büyük bölümü “Güç gösterisi” yanıtını vermiş… İsyanım ortaya:
Birisi, birilerine gücünü gösterecek diye neden altta kalan hep biz oluyoruz?
Aydınlık