NERDE KALMIŞTIK…?
ALPARSLAN BAŞEĞMEZ
“YAMUK”…
Bir yazı yazmıştık geçen hafta…
“MAKSAT”…
“YENİ BİR”…
“OYUNCAKÇI”…
“YARATMAK MI..?”
Diye sormuş…
Lafı havaya söylemiştik…
Nedense…?
Ne hikmetse…?
Hiç kimse üzerine alınmamış…
Ancaaaak…
Osman Nuri BAL…
Havada asılı duran laflarımızı…
Almış cebine koymuş…
Alınmış…??????????????
Üstüne üstlük…
Bir de celallenmiş…
Gazetelere…
Mazetelere…
Demeçler vermiş…
Vermiş, veriştirmiş…
Biz on gündür Karabük’te yoktuk…
Aleyhimizde söylenmedik laf bırakmamış…
Ahmet GÖLBEK’in…
“HER TELDEN” sayfasında…
Atılan yorumlarla…
Uzun süredir yürütülen kampanyaya rahmet okutturacak şekilde…
Ağzına geleni söylemiş…
İyi de etmiş…
Kendisi için zaman zaman yazdığımız…
Övgü dolu bir sürü yazımızı unutmuş…
Bu güne kadar söyleyemediklerini bir bir sıralayarak…
Zaten belli olan tarafını da…
Bir kez daha belli etmiş…
Ne kadar güzel değil mi…?
Bize…
“Ruh sağlığı bozuk” demiş…
“Ruh hastası” demeye getirmiş…
“Ruh hastalığı” bir hastalık…
Oldum olası…
Ben…
Hastalıklardan ve ölümden hiç korkmamışımdır…
Çünkü…
“Amentü”ye inanmış, iman getirmişimdir…
Yeter ki…
Ulu Allah (c.c) insanı…
“Ruhsuz” yapmasın…
“İzansız” yapmasın…
“Akılsız ve fikirsiz” yapmasın…
“Bin bir surat” yapmasın…
“Hain” yapmasın…
“Kalleş” yapmasın…
“Sinsi”…
“Saman altından su yürüten” yapmasın…
“Müzevir ve ara katıcı” yapmasın…
Ben bu saydığım “Karaktere” sahip olmaktan korkarım…
“Ruh hastası” olursam…
Tedavi görürüm…
İlaç alırım…
Hatta memleketin tımarhanesinde yatarım…
Gelir geçer…
İyileşirim…
Ancaaaaaakk…
Ruhsuz olursam…
Akılsız ve fikirsiz olursam…
Bin bir surat olursam…
Dikkat edin “Çirkin surat olursam” demiyorum…
Bin bir surat olursam…
Hain olursam…
Kalleş olursam…
Saman altından su yürüten olursam…
Müzevir ve ara katıcı olursam…
İşte o zaman korkarım…
İşte o zaman…
Kendi kendimi…
Adamlığımı…
İnsanlığımı…
İnkâr etmiş olurum…
Ulu Allah’ıma sonsuz şükürler olsun…
Hamdolsun Rabbime ki…
Alnım ak…
Yüzüm pak…
“Çirkin” olsam da
Verilemeyecek hiçbir hesabım yok…
Dün de böyleydi…
Bu gün de böyle…
Ulu Allah’ın (c.c.) izni ile yarında böyle olacak…
Verilecek hesabı olanlar düşünsün…
Çünkü…
“Kral çıplak”…
Kim ne derse desin…
“Kral çıplak”…
“Kral çıplak” diyebilmek…
Benim için bir hayat felsefesidir…
Söylenmeyen…
Söylenemeyen…
Doğruları söylemek…
Bir yaşam tarzımdır…
İster kızılsın…
İster düşman olunsun…
Bu vazgeçilmez bir karakterimdir…
“Kral çıplak”…
Söz ve icraat birbirini tutmalı…
Sadece yüzeysel görüntü vermek…
Ben ve benim gibi olanların yapacağı iş değil…
Ben 62 yaşında bir adamım…
İkbal ve istikbal…
Benim için…
Saçımdaki kıl kadar dahi önemli değil…
“Kral çıplak”…
% 51 hissesini “Kuzgunilere” kaptıranlar için…
“Kral çıplak”…
Bu operasyonlara yardımcı olup…
“Emeği” “ Köle” haline dönüştürenler için…
“Kral çıplak”…
Gerede dağlarında “Şartları dayatanlar” için…
“Kral çıplak”…
Satın alınmak istenen arkadaşlarını satmayan RECAİ için…
“Kral çıplak”…
Satın alınamayan RECAİ yi arkadan hançerleyip, “Alaşağı” edilmesinde çok büyük “Roller üstlenenler” için…
“Kral çıplak…
Yedikleri “Kazıkların”…
Karabük’ten İstanbul’a…
Tamı tamamına 390 kilometre yol olduğunu bilmelerine rağmen…
Hala tecrübe kazanamayanlar için…
“Kral çıplak”…
Anayasal hak olan çalışma hayatındaki “Örgüt” seçme hakkını kullananlar için…
“Kral çıplak”…
Bu hakkı kullanırken, gazlanan, coplanan, yerlerde sürüklenip çoluk çocuğunun gözü önünde oradan oraya savrulan “BABA YİĞİTLER” için…
“Kral çıplak”…
İş akitleri fesih edilip açlığa mahkum edilen “EMEKÇİ KÖLELER” için…
“Kral çıplak”…
Anayasal örgütsel mücadelede, “Bitaraf” olmaları gerekirken, taraf olup, ölümüne bu mücadelede ağırlık koymak suretiyle suç işleyenler için…
“Kral çıplak”…
Her zaman acılarını yüreğimizde hissedeceğimiz…
Genç yaşlarında…
Ellerimizle kara toprağa gömdüğümüz…
RAHMET-İ RAHMANA KAVUŞAN…
YAKUP UĞUR İÇİN…
MUSTAFA YÜKSEL İÇİN…
KEMALETTİN YÜRÜR İÇİN…
MEVLÜT ERGANLI İÇİN…
AYHAN SERTKAYA İÇİN…
AYHAN DİKMEN İÇİN…
SAMİ YORULMAZ İÇİN…
HÜSEYİN DEMİRTAŞ İÇİN…
“KRAL ÇIPLAK”…
Her türlü baskıyı…
Zulmü…
Acıyı…
Tam iki yıldır acımasızca çeken…
Çaresizler için…
“Kral çıplak”…
İşinin “SAHİBİ” iken…
“EMEKÇİ KÖLE” haline dönüştürülenler için…
“Kral çıplak”…
Daha sayayım mı…?
Ne olurdu…?
Emek…
Sermaye…
Teşebbüs…
Birlikteliği…
Örnek olsaydı…
Ne olurdu…?
1995 te …
Tüm dünyada…
Örnek gösterilen bu özelleştirme…
Çalışanıyla…
Sanayicisi ile…
Yöre halkıyla…
Top yekûn birliktelik gösterebilseydi de…
Bu devir “MODEL”i…
Başarılı olsaydı…
Aç gözlülük edilip “EMEK” ve “EMEKÇİ” ezilerek…
Bir plan çerçevesinde…
Önce, ekonomik olarak çökertilip…
Düzlüğe çıkma safsatalarıyla…
Ücretsiz izinlere çıkartılıp…
%42 ücret kesintileri yapılarak fakirleştirilen…
Sonra da…
Köleleştirilip…
“EMEKÇİ KÖLE” haline dönüştürülenlerin…
“Elindekiler avuçlarındakiler” yok pahasına “Kapılarak” tasfiye edilmeseydiler…
Ne olurdu…?
İşte bunun için…
“Kral çıplak”…
1995 “DEVİR SÖZLEŞMESİ” nin ruhuna uygun olarak…
İnsanlar birbirlerine hazım gösterebilse…
Birbirine tahammül edebilseydiler…
Bu kavgalar olur muydu…?
Kavgayı kim istiyor…?
Sessiz ve derinden…
Kim sürdürüyor
Bir düşünün…
Kavga bugüne kadar…
Kimin karına olmuş…?
Kimi zarara uğratmış…?
Sahiiiiiiiii…
Bu güne kadar kavgayı çıkartanlar kim olmuş…?
Bizim tarafımız belli…
Tarafını belirleyemeyenler…
Veya…
Taraflarını belirlemiş olsalar bile…
Belirledikleri taraftan…
Emeği ve Emekçiyi…
“Öncel madde” olarak değerlendiremeyenler…
Takkelerini önlerine alsın…
Sinirlenmeden…
Bağırıp, çağırmadan…
Bir kez daha düşünsünler…
Yetmez ise…
Aynaya bakıp vicdan muhasebesi yapsınlar…
Çünkü…
Onlar da görecekler ki…
“KRAL ÇIPLAK”…
Biz yazımızın başlığını…
“YAMUK” diye attık…
Pekiiiiiiiiiiii…
“YAMUK” KİM…?
Bundan böyle bizim için…
“PAMUK”…
“YAMUK” tur?????????????????????
Ne ikizkenar üçgen…
Ne eş kenar üçgen…
Ne kare…
Ne beşgen…
Ne de altıgen…
“YAMUK”….
Bu da böyle biline…
Saygılarımla
CEP NO: 0 505 522 67 25