Bazı endişeleri paylaşmam gerekiyor ki, gerçekler ortaya çıkarılabilsin…
Kimya Yüksek Mühendisi Burhan Savaş yazmış:
“Doğan Medya, Tayyip Erdoğan’ı, ‘darbe’ sırasında 3 G cepten ekrana taşıdı.Ve tabii Tayyip Erdoğan’ın coğrafi yeri de o anda darbecilerin eline düştü.Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na ilk saniyede el koymayan darbeci geri zekâlı mı?
Neden, güya saatler sonra işgal edildi de bütün televizyon yayınları kesilmedi?
Ulan bu nasıl Amerikan Darbesi?
Siz bir Amerikan darbesinin uzay çağında Türkiye’de başarısız olabileceğine nasıl inanırsınız? 15 Temmuz’daki oyun, ‘matruşka darbe’dir. Olaylara, çok acele hükümler koyuyoruz.”
***
Emekli gazi subay Abdullah Ağar, “Asıl hedefi iç savaş olan, dış istihbarat güdümlü darbe girişimi” başlıklı yazısında olayı şöyle değerlendirdi:
“Gitti geldi Türkiye! Başarsalardı, Türkiye bambaşka bir geleceğe ve iç savaşa uyanacaktı. Bitecektik.
Artık Türkiye’mizin üst üste maruz kaldığı darbelerle Iraklaştırılmaya ve Suriyelileştirilmeye çalışıldığını anlamamız gerekiyor.
Duygusal hezeyanlardan, öfkeden, şiddetten, ayrılıktan, bizi birbirimize düşürmeyi amaçlayan ‘bilinçli veya bilinçsiz’ kurgulardan uzak durun lütfen.”
***
Mesaj gönderen Semih Aktekin, olayı 23 Şubat 1933’te Almanya’da Hitler tarafından sahnelenen “Reichstag yangını tiyatrosu”na benzetiyor. Nurcan Öcal ise “Sayın Bulut siz de mi darbenin gerçek olduğuna inandınız? Bu nasıl darbedir ki Cumhurbaşkanı dahil başbakan, bakanlar, milletvekilleri kısacası tüm iktidar o kanal senin, bu kanal benim canlı yayın geziyorlar. Hangi darbede TBMM bombalandı, hangi darbede halk sokağa inebildi, hangisinde askerin boğazı kesildi? Türk milletinin, Türk ordusunun şerefi, başkanlık uğruna ayaklar altına alındı. Bunu görmüyor musunuz? Bu bir tiyatrodur, sahnelendi ve halk başrolde oynatıldı. Bu, insan aklı ile dalga geçmektir” diyor.
İlker İlkin, “CNN Türk ve diğer televizyonlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını yayınlamasaydı, sokağa kim çıkacaktı?” soruma şöyle cevap veriyor:
“Sayın Bulut, sorduğunuz sorunun cevabı CIA askerlerinin TRT’de okuttukları bildirinin içeriğinde var. Yurtta Sulh! Yurtta sulhu kiminle yapacaklar? HDP-PKK kadrolarıyla. Üç gündür eş başkanlar nerede? Bunların ve belediye kadrolarının iki üç gündür faaliyetlerini izleyen var mı?
Yapılan harekât iç savaş çıkartmayı amaçlayan bir terör operasyonudur. Darbe yapmak için yola çıkanların, hükümet yetkililerini ele geçirmeye çalışmadıkları bir darbe örneği var mı?
Halkı kamplaştırarak sokağa dökmek istediler. Bu harekâtı ‘darbe girişimi’ diye tanımlamak, yapılan bu suikastı çok hafife almak olur, aynı zamanda bunlara yıllardır destek verenlere, bunlara göz yumanlara kendilerini sıyıracak bir kapı aralamaktır.
“Zafer Savaş Arslan’ın görüşü, “Cemaat bahanesiyle TSK tasfiye edilecek. Bu nasıl darbe ki muhalif liderler dahil tüm siyasiler gözaltına alınmıyor. Cumhurbaşkanı nerede olduğunu bildiriyor ve saat kaçta Atatürk Havalimanı’nda olacağını bildiriyor? Cumhurbaşkanı havaalanına geldiği saatte İstanbul semalarında darbeci F-16’lar uçuyor. Hiç bir şey yapmıyorlar! Ayrıca ilk önce iletişim araçlarının kontrol altına alınması gerekmez miydi? Aklıselim davranıp olayları anlamaya çalışmalıyız” şeklinde.
Rıfat Serdaroğlu da “Böyle darbe olmaz” başlıklı yazısında “Türkiye, dış destekli iç hainler tarafından adım-adım ‘Federe İslam Devleti’ne götürülüyor” tespitini aktarıyor.
***
Bu bakış açılarını telefonda naklettiğim arkadaşım Yavuz Selim Demirağ, “Darbeciler, MİT’in girişimi öğrendiğini haber alınca panik yaptılar. Beceriksizlikleri, bu panik yüzünden… Görüştüğüm emekli askerler, ‘Türkiye’yi Allah korudu’ diyor” diye cevap verdi.
Aklıselim şart…
yeniçağ