Türk topraklarına pasaportla dolaşan Başbakanın eline tutuşturulan kabine listesinin lüzumsuz analizleri ile yormayacağım sizleri…Hele hele!..Bu yalan gündem içinde boğulmanıza da gönlüm razı gelmez…
Saray darbesinin hemen ardından Erdoğan tipi fiili başkanlık sistemine “hazır ol” da geçtik!.. Hukukun geçerliliği olmadığı (yazılı metinleri kastediyorum-aht-) ” ben yaptım oldu” adlı yeni rejime Rize’de çay bahçelerinde gülücükler dağıtan, sıfatı “yüksek yargı organlarının başkanları” olan muhterem zatlar da onay verdi. Hukuk adamlarını temsil ettiğini iddia eden koca koca sivil toplum kuruluşları ve başkanlarının da ses çıkarmadığına göre!..Zımni ve açık kabul en üst düzeyde demektir…
Bizde mi Rize’deki çay arazisine uyalım?…Hukukçu da değiliz üstelik!.. Dilsiz şeytan olmayı reddettiğimize göre… “Yeni Türkiye” tipi Baas rejiminin anayasal metni de hayata geçirilmeden dilimiz döndüğü, kalemimizden gelen kadar itiraz etmeye devam edelim.
“Partili Cumhurbaşkanlığı” ile yumuşak geçiş üflemeleri yapılıyor AKP kulislerinden. Neymiş efendim?..”Anayasanın 101’nci maddesinin 4’ncü bendinde yer alan ‘Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişiği kesilir’ hükmünün kaldırılması yeterli” imiş. Haziran’da mini paket geliyormuş…Turpun büyüğü heybede..Yumuşak falan değil oldukça sert şekilde geçeceğiz “yeni Türkiye” tipi Baas rejimine… R. Erdoğan’ın hukukçu başdanışmanı Şeref Malkoç açıkladı; “Cumhurbaşkanı yemini metninin yeniden düzenlemesi yoluyla partili Cumhurbaşkanının anayasal hale getirmek” istediklerini. Mini paketin ek maddesiymiş!.. Sadece, “partili Cumhurbaşkanını hukuki kılmak”mış amaçları!..
Hatırlatırım;
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın “laiklik anayasadan çıkarılmalı” açıklaması ile bir test sürüşü yapmışlardı. R.Erdoğan, buna sözde muhalefet etmişti. Güya topyekun geri vites yapmışlardı. Öyle olmadığı bir kez daha ortaya çıktı.
Bakın, Anayasadaki milletvekili yeminine;
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Bakın,Anayasadaki Cumhurbaşkanlığı yeminine;
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Bu da AKP’nin hazırladığı anayasa değişikliğindeki yemin metni;
“Başkan, başkan yardımcısı, bakanlar ve milletvekilleri göreve başlarken aşağıdaki şekilde yemin ederler: İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı kalacağıma; Devletin bağımsızlığını, ülkenin bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma mukaddesatım ve şerefim üzerine yemin ederim.”
Mevcut anayasadaki yemin metinleri üzerinde yaptığım siyah işaretlemeleri gördünüz. En ince tahlilleri yapacağınızdan eminim. En kalın hattı ile olan ne?..
Başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyet rejimin temel nitelikleri böyle kaldırılıp yok edilecek.. Anayasanın değişmez ilk 4 maddesine dokundurmayacaklarını iddia eden saflara da böyle gol atılacak. Her daim yaptıkları gibi sinsi bir ustalıkla, arka yollardan dolaşarak ulaşacaklar gizli ajandalarındaki emellerine.
Bunun adı mini paket değil.. Başkanlığa yumuşak geçiş hiç değil..
Atatürk’ü,ilke ve inkılaplarını, Cumhuriyeti Cumhuriyet yapan demokratik rejimin tüm yapı taşlarını anayasal yeminden çıkardıktan sonra geriye ne kalacak? Neyi tartışmak manalı olacak?..
Anayasanın değişmez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddeleri, by-pass metodu ile böyle kaldırılacak. Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucusu Başbuğ Atatürk böyle hunharca dinamitlenip yok edilecek.
Sonra! “Bu mini paketti. Ucuz kurtulduk” mu diyeceğiz. “Yumuşak geçtik . Partili Cumhurbaşkanlığını verdik. Cumhuriyeti kurtardık” diyen safların veya sahtekarların kervanına mı katılacağız?.. Eğer öyleyse!.. Anıtkabir’in yerine dikilecek AVM’nin temel atma töreninde değnekçi muhalefet ve sivil toplum örgütleriyle birlikte yerimizi almaya hazırlanalım. Sonra, hızlandırılmış gezi programı çerçevesinde sarayın etrafında bir tur atıp yarı Hacı oluruz. Az bir vaktimiz de kalırsa 2. Meclis binası müzesini gezeriz. Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin balmumundan heykellerini hayranlıkla seyrederiz.
Yer miyiz,YEM-İN’i ?…Göreceğiz!..
yeniçağ