Hiç umutlanmayın boşuna; “2015’ten kurtulduk çok şükür” diye, rahatlamayın…
Çünkü yılların değil suç; bizim!
Bu yüzden de bu ülkede her yıl, bir öncekinden zor geçmeye aday…
***
Bir insanın, bir ulusun ve bir devletin karşılaşabileceği en büyük felaketlerden biridir savaş…
En kötüsü de “iç savaş!”
Kardeşin kardeşle kavgasıdır çünkü!
İnsanın sol yanının, sağ yanıyla…
Vücudunun altının, üstüyle…
Kalbinin böbrekleriyle…
Serçe parmaklarının başparmaklarıyla kavgasıdır!
Çünkü insan, kendisini oluşturan anne genleriyle baba genleri arasında çıkan savaşta ne yapacağını, kimi seçeceğini bilemez…
Ortadan bölünmek ister ama bölünemez!
Kazanmak bile kaybetmektir; iç savaşlarda…
Bu yüzden; başlamamasıdır önemli olan…
Bir kez başladı mı; sonu her durumda felakettir!
İşte; ne yazık ki 2016’nın bizim için en net görünen gerçeği, “iç savaş”tır!
***
Peki; önlemenin bir yolu yok mu?
Gerçekten iki kardeş arasında olsa sorun; elbette bir çözümü bulunur!
Ancak genelde kışkırtıcılar girer devreye; akbabalar girer!
Geminin batmasından çıkarları olanlar girer!
Durmaksızın laf taşırlar…
Fitne sokarlar!
Gerilimi artırırlar!
Bakın etrafınıza; bunlardan bolca göreceksiniz!
Akıl, vicdan, sağduyu ise karaborsaya düşer böyle günlerde; ara ki bulasın!
***
Diyeceksiniz ki, “Ne önlemesinden bahsediyorsun; çoktan başladı sözünü ettiğin o iç savaş…”
Böyle diyenlere ben de, “Madem başladı; siz ne kadarını fark ediyorsunuz o zaman” diye sorarım…
Şu anda bir iki tatsız olay dışında barutun kokusu gelmedi henüz Ankara’ya, İzmir’e, İstanbul’a…
İşte; 2016, bu tasız gelişmeye gebe…
***
HDP’nin 1 milyondan fazla oy aldığı İstanbul’da on bin silahlı adamın ayaklandığını düşünün örneğin…
Ya da bazı mahallelerin, ilçelerin tıpkı Şırnak’taki, Diyarbakır’daki, Hakkari’deki gibi düştüğünü…
Florya’da arabasından inmeyen genci vurup öldüren teröristlerin hendek kazdığını…
***
Kuraldır; herkesin savaşı, kendisine mermi sesi geldiğinde başlar!
Şu anda milyonlarca insanın hiçbir şey olmuyormuş gibi yaşamasının, eğlenmesinin, gezmesinin nedeni bu…
Yarın o mermiler kulaklarının dibinde patlamaya başladığında…
“Kardeş” bildikleri insanlar, ellerinde makineliyle karşılarına dikildiğinde…
Felaketin boyutunu anlayacaklar ama iş de işten geçmiş olacak!
***
Umarım; yanılırım dostlar…
Umarım; 2016, bitmesini asla istemeyeceğimiz güzel bir yıl olur!
156+204!
Huber’deki işgalleri sırasında kendileri için yapılan masrafları ödediklerini söyleyen ancak ödendi belgelerini bir türlü gösteremeyen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ailesine hep birlikte sormaya devam ediyoruz… Eğer sizin de bu konuda sorunuz ya da yorumunuz varsa mustafa0mutlumail.com adresine gönderin…
***
“Abdullah Bey…
Ben 30 yıldır İtalya’da yaşıyorum.
Bizdeki Berlusconi de aynen sizin gibiydi.
Kendisine sorulan sorulara yanıt vermez, burnundan kıl aldırmazdı!
Halkla dalgasını geçerdi.
Günün birinde yürekli bir savcı çıktı; beyimizin tüm havasını söndürüverdi.
Emin olun sizin ve arkadaşlarınızın havası da çok yakın da sönecek…
Çünkü diyalektik, bunu gerektirir!
Bakalım o zaman mahkemelerde de susabilecek misiniz?”
GÜNÜN SORUSU
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan yılın son günü yaptığı açıklamada, CHP’ye çağrıda bulundu:
“Demokrasi cephesine katılın!”
Sorum Atatürk’ün partisi CHP’yi Y-CHP’ye dönüştürüp terör örgütünün işbirliği teklif edebileceği bir yapı haline getiren Kemal Kılıçdaroğlu’na:
Eserinizle övünüyor musunuz?
ODTÜ’DE YAŞANANLARA
SEYİRCİ KALANLARIN AYIBI!
“Kabataş’ta deri eldivenli, üzerleri çıplak Gezicilerin saldırısına uğrayan bacı” yalanını uyduranlar, bu kez de ODTÜ’de benzer bir yalanı tedavüle soktu.
“Mescitte dayak yiyen dindar öğrenci”, kendisini dövenlerin iddia edildiği gibi solcu öğrenciler olmadığını, “Akıncılar” denilen grubun şiddetine maruz kaldığını açıkladı.
Ama AKP iktidarı, bu olaydan “çıkar” sağlamaya kararlı:
Bu yüzden ODTÜ’yü hedef tahtasına koyuyor ve yandaşlarına taşlatıyor.
İşin en acısı ne biliyor musunuz?
Her fırsatta PKK destekçiliğine soyunup “barış eylemleri” yapan Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin yöneticilerinin ODTÜ’ye yönelik bu saldırılar karşısında susması!
Susuyorlar; çünkü tek dertleri PKK!
PKK’ya bir şey olmasın da ülkenin gerçek bilim yuvası varsın dincilerin eline geçsin; önemli değil onlar için!
***
TMMOB’nin ve bağlı odaların yönetimlerini ellerine geçiren PKK’lılara söyleyecek hiçbir sözüm yok:
Onlar işlerini yapıyorlar!
Sözüm, bu odaların yurtsever, gerçek sosyalist üyelerine:
Gaflet uykusundan uyanıp odalarınıza sahip çıkın…
Yoksa tarihi bir vebal altında kalırsınız!
GÜNÜN İSYANI!
Hani; bana da çıkabilirdi?
Aydınlık